Elma Sirkesi

Elma Sirkesi

Elma Sirkesi Kilo Verme Üzerine Etkisini Nasıl Sağlar?

Sirke; geçmişten beri lezzet arttırıcı olarak kullanılmasının yanında, yapılan araştırmalarla görülmüştür ki birçok hastalığın tedavisinde doğal bir ilaç olarak kullanılabilmektedir. Elma ise; vitaminler, mineraller, bağışıklık güçlendirici fenolik bileşikler, organik asitler ve antioksidan madde içeriği anlamında oldukça zengin bir meyvedir. Dolayısıyla bu meyveden elde edilen sirkenin de zengin besin öğelerine sahip olduğu ve sirke türleri arasında yüksek asetik asit içeriğini en uzun süre koruyan yapıya sahip olduğu yapılan araştırmalarda görülmüştür. Elma Sirkesi dünyada en çok kullanılan ve tüketilen sirke türüdür. Elma Sirkesi kan şekerini ve basıncını düzenleyerek diyabet ve kalp damar hastalıklarda, mide boşaltımını yavaşlatarak doygunluk hissi vermekte ve yemek tüketimini azaltmakta dolayısıyla kilo vermeye yardımcı olmakta ve metabolizmanın önemli bir etmeni olarak bazı minerallerin emilimine yardımcı olmak gibi birçok etkisi ve katkısı vardır.

 

Sirkenin Etkileri;

1.Sirkenin Glisemik Etkisi:

Yemek yedikten sonra oluşan kan şekeri yükselişi, yemek sonrası hiperglisemi olarak bilinmektedir. Bu durumun önlenmesi, kronik bazı rahatsızlıkların oluşumunun engellenmesinde veya tedavisinde önemli bir role sahiptir. Son yıllarda yapılan çalışmalarda yemekle birlikte elma sirkesi tüketen sağlıklı veya diyabetli bireylerde, yemek sonrası oluşan glikoz yoğunluğunu düşürdüğü belirtilmiştir. 2017 yılında yapılan 11 farklı araştırmanın incelendiği derleme çalışmasında; sirke tüketiminin yemek sonrası glikoz değerini ve vücudun buna karşılık oluşturduğu insülin yanıtı incelenmiştir. Sağlıklı ve şeker dengesi bozuk kişilerde de etkili olduğu; bireylerde hem glikoz seviyesini düşürdüğü hem de yemek sonrası yükselen insülin seviyelerini düşürdüğü ve böylelikle vücudun yağ depolama sistemini dengelediği görülmüştür.

Sirkenin bu glisemik kontrolü etkisine moleküler boyutta bakıldığında:

- Glukagon benzeri peptid 1 (GLP-1) denilen vücutta şekeri ve insülin salınımını kontrol eden ve bazı serbest yağ asitleri reseptörlerinin aktivasyonunu sağlamaktır. 

- Adenosin monofosfat tarafında aktive edilen protein kinaz (AMPK) aktivasyonunun artması, yağ asidi oksidasyonunun artmasında(enerji oluşumu için yağların kullanılması) etkilidir. Böylece özellikle şeker yüksekliği nedeniyle karın bölgesinde gerçekleşen yağlanma azalmaktadır.

- Hepatik glukoneogenezin (karbonhidrat yapısında olmayan maddelerden (özellikle proteinler) glikozun sentezlenmesi durumu) azalmasına yol açar. Böylece vücutta kas kaybı engellenir.

- Kan dolaşımdaki serbest yağ asidinin düşürülmesi ile potansiyel olarak iyileştirilmiş insülin duyarlılığına yol açar, pankreastan salınan insülin miktarı azalır ve yağ kitlesinin artması riski düşürülmüş olur.

- Periferik dokulara kan akışının artmasını sağlar.

- Tüm bunların etkisiyle artan tokluk hissi ile daha düşük gıda alımına neden olur ve vücudun metabolik dengesi bozulmaz.

 

2. Sirkenin Obezite ve Diyabet Üzerine Etkisi

Vücudun kilo alması dolayısıyla yağ kitlesinin artışı, insülin direncinin bozulması ve fazla insülin salgılanması ile fazla kan glikoz oluşumuna, kan yağlarının karaciğer lipitlerinde artışa (AST, ALT, LDL, VLDL gibi), oksidatif strese ve çeşitli kardiyovasküler rahatsızlıklar ile vücutta enfeksiyon oluşmasına neden olabilmektedir.

Sirkenin kilo kaybına yardımcı olduğuna yönelik ilk araştırma sonuçları 1820’li yıllarda yayınlanmaya başlamıştır. Sirkenin vücut ağırlığı kontrolü üzerine olan faydası için en temel mekanizma, sirke tüketiminin kişideki açlık durumunu azaltması ve dolayısıyla gıda alımını azaltması ve insülin seviyelerinin dengeli kalmasıdır. Son yıllarda, sirkenin metabolik etkilerine ilgi oldukça artmaktadır. Son çalışmalar, sirkenin içinde bulunan asetik asidin etkisine bağlı olduğu görülmüştür. Asetik asit ve sirkenin kan glikozu üzerine etkilerinin araştırıldığı bir çalışmada; aktif bileşik olan asetik asidin antiglisemik (şekeri yükseltmeyen) özellikte olduğu saptanmıştır. Ayrıca asedik asitin midenin boşaltılmasını yavaşlattığı, nişasta moleküllerinin tamamen sindirimini engelleyen disakkaritaz aktivitesini ve kaslar tarafından glikozun alımını engellediği yapılan birçok çalışmada raporlanmıştır. Sağlıklı 21-51 yaşları arasında 7 kadın ve 3 erkek bireyde, 2005 yılında yapılan bir çalışmada, elma sirkesi kullanımıyla sağlanan asetik asitin nişastalı gıdalarda yemekten sonra glikoz ve insülini önemli bir şekilde düşürdüğü ve kan lipitlerini azaltmada katkısı olduğu görülmüştür. Başka bir çalışmada ise; elma sirkesinin içindeki yüksek asetik asidin diyabetli bireylerde hemoglobin A1c değerini %0.16 oranında düşürdüğü görülmüş ve düzenli elma sirkesi kullanımının kan şekeri kontrolü sağladığı tespit edilmiştir.

Elma sirkesinin taşıdığı asetik asit midede asit azlığı nedeniyle yaşanan sindirim problemlerini çözebildiği görülmektedir. Ayrıca tip I diyabetli 10 hasta ile yapılan bir klinik çalışmada, iki hafta süresince her sabah elma sirkesi ekstraktı kullanan hastaların gastrik boşalma hızının arttırdığı ve kan kolesterol seviyelerini düşürdüğü belirlenmiştir.

 

Önemli Not

- Elma sirkesinin içeriğinde çok fazla asit bulunduğu için doğrudan içilmesi tavsiye edilmez. Çok fazla sirke içilmesi diş minesini aşındırmak gibi bazı sorunlara neden olabilir. 

- Elma sirkesinin kilo vermeyi sağladığı düşüncesiyle; dengeli sağlıklı bir beslenme, diyet rutini ve egzersizler ihmal edilmemelidir.

Etiketler: #elmasirkesi, #elmasirkesitozu, #sirke
Mart 12, 2022
Listeye dön
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR